İşlem yapılıyor, lütfen bekleyin...

Hizmette 10+ Yıl ve binlerce müşteri memnuniyeti... | %100 doğru kaynak | %100 memnuniyet | %100 mezuniyet |

Netsorular.com
TRM203U-BAHÇE TARIMI 2 DERSİNİN 1. ÜNİTE DERS ÖZETİ
TRM203U-BAHÇE TARIMI 2 DERSİNİN 1. ÜNİTE DERS ÖZETİNE VE DİĞER DERSLERİN DERS ÖZETİNE ULAŞABİLİR, AÖF ÇIKMIŞ SORULARI, AÖF DERS ÖZETLERİNİ VE AÖF YARDIMCI KAYNAK KİTAPLARI ONLİNE SİPARİŞ VEREBİLİRSİNİZ...

ÜNİTE 1:Yumuşak Çekirdekli Meyve Türleri ve Nar Yetiştiriciliği

ELMA YETİŞTİRİCİLİĞİ

Elma Rosaceae familyasının Malus cinsine ait bir türdür. Dünya üzerinde elmanın (Malus domestica) anavatanı olarak kabul edilen Doğu Asya, Orta Asya, Batı As-ya-Avrupa ve Kuzey Amerika bölgesinde doğal olarak yetişen 30 kadar türü bulunmaktadır. Karadeniz bölgemizin iç kısımları ve Toros'lar elmanın doğal yayılma alanlarıdır ve buralarda M. sylvestris ve M. orientalis türleri doğal olarak yetişmektedir.

Türkiye önemli bir elma üreticisi ülkedir. Doğu Anadolu'nun çok soğuk bölgeleri ile Akdeniz kıyı şeridi dışında kalan diğer bölgelerde ekonomik olarak yetiştirilebilmektedir. Elma üretimi en fazla göller yöresinde Isparta ilinde (610.000 ton) gerçekleştirilmektedir. Karaman (340.000 ton), Niğde (328.000 ton), Denizli (217.000 ton) ve Antalya (213.000 ton) en fazla üretim yapan diğer illerdir. Ayrıca elma yetiştiriciliği için uygun ekolojinin bulunduğu Çanakkale, Amasya, Tokat, Yalova ve Kütahya illeri de önemli elma üreticisi illerdir.

-Elmanın, ekolojinin uygun olduğu dünyanın her kıtasında ve her ülkesinde yetiştirilmesinin birçok nedeni bulunmaktadır. Bunların başında, elmanın diğer meyve türlerinden farklı olarak 6-8 ay gibi uzun bir süre depolanabilmesi ve böylece 10 ay gibi uzun bir süre taze tüketiminin yapılabilmesi gelmektedir.

-Elma tohum anaçları üzerine aşılı olarak yetiştirildiğinde taç yüksekliği 8-12 m'ye kadar ulaşabilmektedir. Ancak elmalarda çok değişik gelişme gücünde türler ve çeşitler vardır. Son yıllarda, zayıf (bodur) gelişen elma anaçlarının kullanılmasıyla üzerlerine aşılanan elma çeşitleri ancak 3-5 m yükseklikte ve 1-2 m taç genişliğinde olabilmektedir.

Elma ağaçları saçak köklüdür ve kökler yüzeysel gelişir.Elma gövdesi gevrek, kırılgan ve düzgün bir yapı gösterir. Güneş yanıklığına karşı duyarlıdır. Zayıf gelişen iki ve daha yaşlı dallar üzerinde zayıf gelişmiş ve uçlarında çoğunlukla çiçek tomurcuğu bulunan kısa meyve dalları bulunur. Bu dallara topuz, kese, çıtanak, kargı ve dalcık gibi özel isimler verilir. Bazı kısa dalların uç ve uca yakın boğumlarında da çiçek tomurcuğu oluşabilir. Kuvvetli gelişen dallarda çiçek tomurcuğu oluşmaz ve bunlar odun dalları olarak adlandırılır.

-Elmanın çiçekleri diğer meyve türlerine göre daha geç açar. Çiçekler hüzme şeklinde bir ana sap üzerinde birden fazla çiçek olacak şekilde açar Çiçekler erselik yapıdadır. Bir elma çiçeğinde 5 çanak yaprak, 5 taç yaprak ve 15¬20 erkek organ bulunur. Taç yaprakları beyaz, pembe veya açık kırmızı renktedir. Dişi organ 5 karpelli (odacıklı) olup her karpelden bir dişicik borusu (stil) çıkar. Dişicik boruları gözle görülebilir.

-Elma çeşitlerinin çoğu diploittir. Ancak Hüryemez, Çakıldaklı, Furunüstü, Jona-gold, Kanada Renet, Winesap ve Staymared gibi triploid çeşitler de bulunmaktadır.

-Periyodisite: Bir meyve çeşidinin bir yıl çok, bir yıl az veya hiç meyve vermemesine denir.

-Elma soğuklara en dayanıklı meyve türüdür. Kışın dinlenme döneminde -35°C ile -40°C'ye dayanır.

-Elma, saçak köklü bir meyve türü olduğundan ağır topraklara diğer meyve türlerine göre daha dayanıklıdır. Genel olarak değişik toprak tiplerine uyumu iyidir. Ancak kireçli ve pH'sı yüksek topraklarda demir elementinin alınamamasından kaynaklanan sararma belirtisi (kloroz) gösterir.

-Elma fidanı üretiminde çöğür anacı elde etmek için yabani ağaçların veya kültür çeşitlerinin tohumlarından yararlanılır. Olgunlaşmış meyvelerden alman tohumlar sonbaharda 2-3 ay katlamaya aldıktan sonra Mart ayında tohum yastıklarına veya direkt aşı parseline ekilerek çöğürler elde edilir. Bu çöğür anaçlarına yöreye ve iklim koşullarına göre Mayıs-Haziran sürgün göz aşısı veya Ağustos durgun göz aşısı yapılarak fidanlar elde edilir.

-Armut Rosaceae familyasının Pyrus cinsine ait bir türdür. Dünya üzerinde Pyrus cinsinin 20 kadar türü bulunur.Dünya armut üretimi 21.900.000 tondur. Asya kıtası 16.300.000 ton ile dünya üretiminin yarıdan fazlasını sağlamaktadır. Ülkeler itibariyle en fazla üretimi 14.300.000 ton ile Çin, 849.000 ton ile ABD, 831.000 tonla İtalya, 520.000 tonla Arjantin ve 404.000 tonla İspanya yapmaktadır. Türkiye'nin armut üretimi ise 384.000 tondur.Armut üretiminin %28'ini tek başına Bursa ili (108.000 ton) karşılamaktadır. Ardından 42.000 ton ile Antalya, 18.000 ton ile Ankara ve 5.000 ton ile Konya gelmektedir.

Armutta erkenci, orta mevsim ve geçici armut çeşitleri dikkate alındığında yazın 4 ay gibi geniş bir zaman aralığında pazarda taze meyve bulunmaktadır. Buna ilave olarak, kışlık armut çeşitlerinin 5-6 ay gibi uzun bir süre depolanabilmesi ile bu meyveyi 8-9 ay pazarda görmek mümkün olmaktadır.

-Armut, genelde dik büyüyen, toprak ve iklim koşullarına bağlı olarak 7-12 m yük-sekliğinde taç oluşturabilen bir türdür. Kazık köklü olması nedeniyle ve özellikle ahlat gibi kurak koşullara dayanan ağaçlar üzerine aşılandığında susuz koşullarda bile uzun yıllar yaşayabilen bir türdür,

Meyve dalları elmada olduğu gibi topuz, kese, çıtanak, kargı ve dalcık olarak adlandırılır. Çiçek tomurcukları bu dalların uçlarında ve bazı çeşitlerde kısa yıllık sürgünlerin yan tomurcuklarında oluşur. Çiçek tomurcukları uyandığında hüzme şeklinde 4-7 tane çiçek ve 5-6 tane yaprak çıkar. Bu nedenle elmada olduğu gibi bunlara da karışık tomurcuk denir. Armut çiçekleri elmadan önce açar. Çiçekleri erselik yapıdadır. Çiçek organları elmadaki gibi olup bir çiçekte 5 çanak, 5 taç yaprak ve 15-20 erkek organ bulunur. Dişi organ 5 karpelli (odacıklı) olup her karpelden bir dişicik borusu (stil) çıkar. Dişicik boruları gözle görülebilir. Ancak dişi organın yumurtalık (ovaryum) kısmı dışarıdan bakıldığında görülmez. Taç yaprakları beyaz veya açık pembe renkte olabilir. Yumurtalık alt durumludur.

-Armut çeşitlerinin çoğu diploittir. Ancak Göksulu, İğnesi, Tavşan Başı, Cure, Williams Duchesse ve Alexander Lucas gibi bazı çeşitler triploittir.

-Armutlarda kısmi partenokarpi görülür ve bazı armut çeşitlerinde (Williams, Conference, PasseCrassane ve Deveci gibi) partenokarpiye eğilim fazladır. Çiçeklenme zamanında tozlanmayı olumsuz şekilde etkileyen soğuk, kapalı ve yağışlı havalar partenokarpik meyve oluşumunu arttırır. Ülkemizde özellikle Bursa yöresinde yapılan armut yetiştiriciliğinde Deveci gibi partenokarpiye eğilimli çeşitlerde meyve tutumunu ve meyve iriliğini arttırmak için bir büyüme düzenleyici madde olan giberellik asit (GA3) uygulanmaktadır.

-Partenokarpi: Döllenme olmaksızın tohumsuz meyve oluşumu.

-Paslılık: Meyve yüzeyinin kahverengi mantarımsı bir ağ gibi kabuk bağlamasıdır. Bazı çeşitlerde meyve yüzeyi tamamen paslıdır ve bu bir çeşit özelliğidir. Bazı çeşitlerde ise paslılık yüksek nem, yağmur, çiğ ve don gibi olumsuz iklim koşullarından, kimyasal maddelerin olumsuz etkilerinden veya bazı hastalıklardan kaynaklanır ve istenmez.

-Genellikle çeşitlerin çoğu, bilinen armut şekilli olmasına rağmen yuvarlak veya çok uzun şekilli (AbbeFettel gibi) olanları da bulunmaktadır. Meyve kabuk rengi genellikle yeşil ve açık sarıdır. Ancak özellikle yazlık çeşitlerin bazıları kırmızı renklidir veya meyve yüzeyi paslıdır. Meyve eti rengi beyaz veya krem renktedir. Çeşitlerin bazılarında meyve etinde taş hücreleri oluşur ve yerken ağızda kumlu bir his bırakır. Bunlara taş armutları veya kumlu armutlar denir. Taş hücresi az olan, ya da olmayan ve ağızda eriyen çeşitlere de tereyağ armutları denir.

Taş hücresi: Hücre duvarları kalın, protoplastlarını kaybetmiş ölü sklerankima hücreleridir. Meyve etinde özellikle çekirdek evi etrafında yoğunlaşır. Armut ve ayvada görülür.

-Armut, elma gibi ılıman iklim meyve türü olmasına rağmen soğuklara daha az dayanır. Ancak, elmaya göre daha sıcak bölgelerde yetişebilir. Ülkemizde Doğu Anadolu'nun çok soğuk bölgeleri dışında diğer bölgelerde yetiştirilmektedir. Armudun kış dinlenme ihtiyacı 1000-2000 saat arasında değişmektedir.. Armut, badem ve kayısı gibi erken çiçeklenen türlere göre daha geç çiçek açtığından çok soğuk yerler dışında çiçeklenme zamanında ilkbahar geç donlarından etkilenmez. Yüksek yaz sıcaklıkları armutlarda elmalar kadar güneş yanıklığına neden olmaz. Aşırı rüzgarlar meyve dökümüne neden olabilir. Nemli bölgelerde karaleke gibi bazı hastalıklar ekonomik zararlara yol açabilir.

- Armut kazık köklü bir meyve türü olduğundan derin toprakları sever. Genelde kumlu tınlıdan- killi tınlıya kadar her tür toprağa uyumu iyidir. Kurak koşullara da-yanımı elmalara göre daha iyidir. Ancak pH'sı yüksek kireçli topraklarda kloroz gösterir. Özellikle ayva anaçları (BA 29 ve Quince-A gibi) üzerine aşılı armutlarda kloroz daha çok görülür. Ahlat bu gibi pH'sı yüksek topraklara en dayanıklı anaçtır.

-Aşı Uyuşmazlığı: Bir aşıda anaçla kalemin dokularının birbiriyle bağlantı kurarak su ve besin alışverişi yapamaması veya iletim dokularının tam oluşmaması sonucu çeşidin zayıf gelişmesine veya kurumasına denir.

-Ayva Rosaceae familyasının Cydonia cinsi içinde yer alır. Kültürü yapılan tür Cydo-niaoblanga'dır. Ayva'nın anavatanı Kuzey-Batı İran, Kuzey Kafkasya, Hazar denizi çevresi ve Anadolu'dur. Dünyanın pek çok yerinde yetişmesine rağmen kültürü elma ve armut kadar gelişmemiştir.

Dünya ayva üretimi 497.000 tondur. Asya kıtası 334.000 ton ile en fazla üretimi yapmaktadır. Ülkeler itibariyle Çin 105.000 tonla ayva üretiminde ilk sırada yer alır. Bunu 96.000 tonla Türkiye, 34.000 tonla İran ve 33.000 tonla Fas izlemektedir.

-En fazla üretim 18.400 tonla Sakarya'da gerçekleşir. Bunu, 10.100 tonla Bursa, 7.500 tonla Antalya ve 3.300 tonla Isparta izler.

-Ayva çiçekleri erselik yapıda olup, 5 çanak, 5 taç yaprak ve 15-20 erkek organa sahiptir. Dişi organ 5 karpelli (odacıklı) olup her karpelden bir dişicik borusu (stil) çıkar. Dişicik boruları gözle görülebilir. Ancak dişi organın yumurtalık (ovar-yum) kısmı dışarıdan bakıldığında görülmez. Çiçekleri iridir. Taç yaprakları beyaz veya açık pembe renktedir.

-Ülkemizde en çok Ekmek, Limon, Şeker Gevrek, Eşme, Gördes ve Ege-22 ayva çeşitleri yetiştirilmektedir.Ayva yarı kazık köklü bir meyvedir. Bu nedenle çok değişik toprak koşullarında yetiştirilebilir. Kumlu-killi, süzek, besin maddelerince zengin ve kolay ısınan topraklarda en iyi sonucu verir. Ancak, kireçli ve pH'sı yüksek (8'den fazla) topraklar-da kloroz gösterir. Ağır ve su tutan topraklarda da meyve kalitesi bozulur.Ayva, elma ve armuttan farklı olarak çelik, tepe daldırması ve dip sürgünü gibi yöntemlerle kolay çoğaltılabilir. Bu nedenle ayvanın çoğaltılmasında genel olarak anaç kullanılmaz. Bununla birlikte ayva çeşitlerinin köklenme yetenekleri arasında önemli farklılıklar bulunmaktadır. Bazı fidancılar özellikle zor köklenen çeşitleri tohum anaçlarına veya Ayva A (Quince-A) ve BA 29 gibi klon anaçlarına aşılayarak ayva fidanı üretmektedir.

-Nar,Punicaceae familyasının Punica cinsine ait bir türdür. Kültürü yapılan Puni-cagranatum'dan başka bodur gelişen P. nana türü de vardır. Narın anavatanı olarak Ortadoğu, Kafkasya ve Yakın Doğu gibi Asya kıtasının farklı bölgeleri gösterilmektedir. Arkeolojik çalışmalarda elde edilen bulgulara ve eski kaynaklara dayanılarak nar yetiştiriciliğinin 5000 yıldan beri yapıldığı belirtilmektedir.

Dünya nar üretimi konusunda kesin kayıtlar bulunmamakla birlikte 2005 yılında 1.500.000 ton civarında nar üretimi yapıldığı tahmin edilmektedir. Üretici ülkeler arasında İran 705.000 tonla ilk sırada yer almakta olup tek başına dünya üretiminin  yaklaşık %47'sini sağlamaktadır. Hindistan, İspanya, Türkiye ve ABD önem¬li üretici ülkelerdir.

Türkiye'de nar üretimi hızla artmaktadır. Son beş yılda (2005-2009) nar üretimi 80.000 tondan 171.000 tona çıkmıştır. En fazla üretim 71.000 tonla Antalya ilinde yapılmaktadır. Bunu sırasıyla Muğla (21.500 ton), Denizli (13.300 ton), Mersin (10.500 ton) ve Aydın (8.400 ton) illeri izlemektedir.

Nar meyvesi taze olarak değerlendirildiği gibi özellikle son yıllarda antioksidan özelliğinin ön plana çıkması nedeniyle nar suyu üretimi ve tüketimi önemli ölçüde artmıştır. Narın kök, gövde, çiçek ve meyvesi değişik amaçlar için kullanılmaktadır. Bu organlardan ilaç, boya, tanen ve pektin gibi ürünler elde edilmektedir.Nar çalı formunda gelişen ve 3-5 m yüksekliğinde taç oluşturabilen bir türdür. Kışın yaprağını döker. Sık dallanır ve dallar bazı çeşitlerde dikenlidir. Çok sayıda dip sürgünü verdiği için çalı formunda gelişir ve bu nedenle tarla ve bahçe kenarlarında çit bitkisi olarak da kullanılır.

Nar bitkisi saçak köklüdür. Çok sayıda ince kök oluşturur. Saçak köklü olması ağır topraklara dayanıklılığını artırır.Güneydoğu Anadolu bölgesi gibi kurak bölgelerdeki derin topraklarda sulanmadan da yetiştirilmesine olanak sağlar. Ancak taban suyuna karşı hassastır. Ayrıca, kireçli ve pH'sı yüksek topraklarda kloroz gösterir.

Narın çiçek tomurcukları diğer meyve türlerinde olduğu gibi belirgin değildir. Çiçekler, ilkbaharda kısa sürgünlerin uç kısmında ağacın uyanmasıyla birlikte geniş bir zaman aralığında ortaya çıkar. Bu nedenle nar ağaçları uzun süre çiçekli görünür. Çiçekler çok kısa bir sapla veya doğrudan dala tutunur. Çiçekler büyüktür. Çiçek tablası tabanda çan şeklinde olup kalın ve etlidir. Çanak yaprakları 5-8 parçalı olup önceleri bitişiktir, çiçeklenmede uç tarafları ayrılır. Renkleri genellikle kırmızının tonlarındadır. Taç yaprakları çanak yapraklarının rengindedir. Erkek organlar parlak sarı renktedir. Dişi organ bir tanedir. Bazı çiçeklerin dişi organları iyi gelişmiş olup, bu gibi çiçeklerin alt kısımları daha iridir. Bazı çiçeklerde dişi organ iyi gelişmemiştir. Bunlar meyve bağlamadan dökülürler.

-Ülkemizde meyve verimi ve depolama özelliği iyi olan Hicaz narı en fazla tercih edilen nar çeşididir.Nar sıcak ılıman ve subtropik iklim meyvesidir. Ülkemizde en iyi yetişme alanları Ege ve Akdeniz kıyı bölgeleridir. Mikro klima özelliği gösteren iç bölgelerde ve Güney Doğu Anadolu'nun bazı vadilerinde de yetiştiriciliği yapılır. Narlar düşük sıcaklıklara ılıman iklim bölgelerinde -10°C'ye kadar dayanabilmektedir. Çiçekleri geç açtığından çiçekler ilkbahar geç donlarından zarar görmemekte ancak çiçeklenmeden önce süren sürgünler zarar görebilmektedir.Saçak köklü meyve türü olan nar derin, geçirgen ve nemli topraklarda çok iyi gelişirse de, değişik toprak koşullarına uyumu iyidir. Toprak reaksiyonu alkaliden asite doğru değişen topraklarda yetişebilmektedir. Ancak narın pH'sı yüksek kireçli topraklara toleransı az olup bu gibi topraklarda genç sürgünlerde sararma görülür. Saçak köklü olması nemli ve ağır topraklara dayanımını arttırır. Nar aynı zamanda derin, hafif topraklarda ve kuru koşullarda da yetişebilmektedir. Bu gibi topraklarda meyve çatlamasını azaltmak ve kaliteli ürün elde etmek için düzenli sulamak gerekir.Nar bahçesi, uzun ve sıcak bir yaz mevsimi görülen, güneşi bol olan ve kış aylarında sıcaklığın -10°C'den daha aşağıya düşmediği yerlerde tesis edilmelidir. Dikim aralığı narlarda 2-6 m arasında değişir.Fidan çukurları dikimden birkaç gün önce 60-70 cm genişlik ve derinlikte açılmalıdır. Köklendirilerek çoğaltılmış fidanlar dikilirken fidanlıktan söküldükleri seviyede (kök boğazı) dikim çukuruna yerleştirilmelidir.

Yukarıya Git