İşlem yapılıyor, lütfen bekleyin...

Hizmette 10+ Yıl ve binlerce müşteri memnuniyeti... | %100 doğru kaynak | %100 memnuniyet | %100 mezuniyet |

Netsorular.com
EDB404U-ÇAĞDAŞ TÜRK ROMANI DERSİNİN 2. ÜNİTE DERS ÖZETİ
EDB404U-ÇAĞDAŞ TÜRK ROMANI DERSİNİN 2. ÜNİTE DERS ÖZETİNE VE DİĞER DERSLERİN DERS ÖZETİNE ULAŞABİLİR, AÖF ÇIKMIŞ SORULARI, AÖF DERS ÖZETLERİNİ VE AÖF YARDIMCI KAYNAK KİTAPLARI ONLİNE SİPARİŞ VEREBİLİRSİNİZ...

2. ÜNİTE TOPLUMCU GERÇEKÇİ ROMANIN SİYASAL SOSYAL ARKA PLANI

  • Türkiye’de toplumcu gerçekçi edebiyatın siyasal ya da düşünsel arka planının Cumhuriyet öncesinden başladığı kabul edilse bile bu kabul siyasal ve edebi metinlerde fazlaca desteklenebilecek bir kabul değildir.
  • Ahmet Oktay’ın dediği gibi Türkiye solunun geçmişinde kuramsal taban görme eğilimi romantik bir tavırdır.
  • Türkiye’de sosyalist fikirlerin kaynaklarına bakılırken Beşir Fuat’a da atıf yapılır. Onun biyolojik materyalizmi ve din karşıtlığı, bu atıfların yapılmasına vesile olmuştur.
  • Tevfik Fikret’in devlet karşıtlığı hürriyet ve yoksulluk şiirleri Türkiye sosyalist edebiyatın öncülü gibi yorumlansa da aslında Fikret, pozitivist ve hümanist etkilerle yerleşik kültür ve siyasete tepki gösterir.
  • Hüseyin Hilmi’nin İştirak dergisinde özellikle 1912 yılındaki sayılarda sosyalizm ve onun çevresindeki kavramları tartışıyor olması onun Osmanlı Türkiyesindeki ilk sosyalist yazar olarak anılmasını gerekli kılar.
  • İştirak Çevresi içinde Hüseyin Hilmi’den sonraki ikinci kişi Dr. Refik Nevzat’tır. Kendisi eski bir Jön Türk’tür. Paris’te bulunduğu sıralarda Fransız sosyalistlerinden etkilenerek solcu bir tavır takınmıştır.
  • İttihat ve Terakki’nin 1913’ten sonra milliyetçi bir tavrı sistemleştirmesi ve bir yönetim tabanı olarak işletmesi düşünülür ise Cumhuriyetin bu sürecin siyasal inkılabı olduğu söylenebilir.
  • Yeni devletin ve kültürün inşasında düşünsel temel Türk milliyetçiliğidir.
  • Tek parti döneminin edebiyat fikir hayatını belirleyen halkçılık düşüncesidir.
  • İnönü döneminde ise halkı aydınlatmak, istenilen doğrultuda dönüştürmek merkezinde kalmıştır.
  • Sosyalist, işçi sınıfı diyemediği için köylü ve halk kavramlarına sığınmıştır.
  • Türk edebiyatında genel olarak Marksizm merkezinden yayılan ideolojik yapıyı kuran Nazım Hikmet’tir.
  • Sadece İlhami Bekir Tez, Hasan İzzettin Dinamo, Hasan Hüseyin Korkmazgil, Ahmet Arif gibi şairler değil Sabahattin Ali, Orhan Kemal, Kemal Tahir gibi romancılar da Nazım’ın açtığı yolda devam eder.
  • Nazım’ın eleştirdiği şairlerden birinin yenileşen Türk şiirinin ilk mimarı Abdülhak Hamit diğerinin milliyetçiliğin ilk şairi olan Mehmet Emin Yurdakul olmasından dolayı büyük bir gürültü kopar.
  • Türkiye’de hapishane ve edebiyat ilişkisinin sosyal bir olgu olarak tarihe yerleşmesinde de Nazım Hikmet bir dönüm noktasıdır.
  • Türk romanında toplumcu gerçekliğin ilk yansımaları işçi hayatlarının anlatılmasıyla 1930larda başlar.
  • Bazı yazarlar eserlerinde ikinci planda da olsa sınıf çatışmalarına yer verirler.
  • Sabahattin Ali, Sadri Ertem gibi yazarların eserlerinde belirli bir toplumcu gerçekçilik vardır.
  • Ama bu üç yazarda da sosyalist öz tek tek yazarların kişisel özelliklerini oturmuş veya seyyal birikimlerini yansıtır.
  • Türk romanında işçiyi bütün çevresiyle n geniş manada eserlerine alan sanatçı Orhan Kemal’dir.
  • Türk romanında toplumcu gerçekçiliğin ilk yansımaları işçi hayatlarının anlatılması ile 1930larda başlar.
  • Sadri Ertem, Sabahattin Ali, Reşat Enis ile başlayan sosyalist gerçekçi roman Orhan Kemal, Kemal Tahir, Yaşar Kemal ve Fakir Baykurt ile devam eder.

Toplumcu Gerçekçi Köy Romanı

  • İlk köy romanından toplumcu gerçekçi köy romanına köyden söz eden romanların tarihi Ahmet Mithat’ın Bahtiyarlık’ına, Nabizade Nazım’ın Karabibik’ine, Ömer Ali Bey’in Türkmen Kızı’na kadar götürebilir.
  • Ramazan Kaplan, Türk Romanında Köy adlı çalışması ile köyü ve köylüyü anlatan yazıları tarihsel bir sıra ile ele alarak değerlendirir.
  • Köy Enstitüleri bir kalkınma sevdasının çocuğudur.
  • Kitap okumaya alıştıran bu insanların hemen hepsi aynı zamanda hiç olmazsa birkaç da şiir yazmışlardır.
  • En çok konuşulan romanlardan bir kısmı:
  • Mahmut Makal- Bizim Köy
  • Orhan Hançerlioğlı- Ekilmemiş Topraklar
  • Kemal Tahir- Sağır Dere
  • Yaşar Kemal- İnce Memed
  • Talip Apaydın- Sarı Traktör
  • Fakir Baykurt- Yılanların Öcü
  • Kemal Bilbaşar- Cemo
  • Hasan Kıyafet- Gominis İmam
  • Yaşadıkları gerçeklikleri anlattıklarını söyleyen romancıların köylünün problemlerini gördükleri açıktır.
  • Türkiye’nin sosyalist gelişmesinin köyden olacağı düşüncesi hakimdir.
  • 1960’lardan sonra köye bakışta bir değişme yaşanır.

Toplumcu Gerçekçi İşçi Romanı

İşçi Romanının Doğuşu

  • Islahat hareketlerinden sonra bazı işçi cemiyetleri kurulmuştur.
  • 1895 yılında Osmanlı Amele Cemiyeti kurulmuştur.
  • Osmanlı’nın son yıllarında oluşan bütün işçi hareketlerinin temelinde işçi hakları olduğu görülmüştür.
  • Bu hak arama istekleri Marksist anlamda bir sınıfsallaşmayı içermez.

Toplumcu Gerçekçi Aydın Romanı

  • Cumhuriyet’in ilk yıllarından sonra o bunalan aydın yeniden gözlemlenir: Peyami Safa’nın Yalnızız’daki Samim’i, Tanpınar’ın Huzur’daki İhsan’ı gibi.
  • Cumhuriyet romanının bazı aydınları genel olarak cumhuriyetin hedef ve ilkeleri çerçevesinde eski düşünce ile hurafe ile savaşırlar.
  • Amaçları milli bir şuur uyandırmaktır.
  • Birbirinden farklı görünseler bile bu zamanki aydınları ‘modern insanların bunalımı’ noktasında birleştirmek mümkündür.
  • Bu bunaltıların zihinsel ve kuramsal arka planında özellikle Camus, Sartre ve Nietszche’yi görebiliriz.
  • 1960lardan 2000e kadar kentli aydın bunalımını yansıtan romanlar:
  • Yusuf Atılgan- Aylak Adam
  • Oğuz Atay- Tutunamayanlar
  • Erdal Öz- Yaralısın
  • Adalet Ağaoğlu- Ölmeye Yatmak
  • Selim İleri- Bir Akşam Alacası
  • Vedat Türkali- Bir Gün Tek Başına

Toplumcu Gerçekçi Romanlar ve Darbeler

  • 1960 darbesindeki tavrın unsurları:
  • Amerikan kapitalizminin güçlenmeye başlamasından duyulan rahatsızlık,
  • İnönü dönemi bürokrasinin hiyerarşik üstünlüğünü kaybetmesi,
  • Muhafazakar ve dini argümanların siyasetin içinde çoğalması,
  • Her alandaki çağdaşlaşmanın geriye gittiği düşüncesi,
  • Özgürlüğün kısıtlandığı, öğrencilerin siyasal olarak kışkırtıldığı haberleri.
  • Darbenin idareyi ele aldıklarından sonra uyguladıklarına ve 1961 Anayasasına bakılınca bu unsurların darbe bileşenini oluşturduğu görülür.
  • 1980 sonrası romanın temel temaları, ikinci demokrasi çalışmaları, Menderes dönemi ve ihtilalin getirdikleri ve götürdükleridir.
Yukarıya Git